Öğrenci affı, sosyal sorumluluk ve atama
Güya artık öğrenci affına gerek kalmayacaktı.
Son öğrenci affı çıkartılırken öyle denilmişti.
Başka ülkelerde böylesi bir uygulama yok, zaten gerek de kalmıyor.
Girdiği bölümde başarılı olmayan ya da aradığını bulamayanlar üniversitelerin belirlediği koşullar çerçevesinde bir başka bölüme geçebiliyor.
Bizde de öyle olacaktı ama on binlerce öğrencimiz ve aileleri yine af arayışı içerisinde. Affın bir çare olmadığı göz önünde bulundurularak keşke bu konuda yeni arayışlar içerisine girilse, yeni açılımlar getirilse!
Değerler manzumesi
Eğitimde kazandırılması gereken “değerler”den hemen herkes söz ediyor. Peki o değerler neler?
Örneğin iyi insan, iyi yurttaş, adil ve çalışkan olmak bunlardan bazıları. Bu değerlerden diğeri ise sosyal sorumluluk.
Sosyal sorumluluk deyip geçmeyin, çok geniş bir yelpazede ele almak gerekir. Hemen her konuda her şeyi başkalarından beklemenin tam aksine, bir anlamda taşın altına eline koymaktır.
Daha temiz bir çevre, okuma bilmeyene okuma yazma öğretme, sıfır atık konusunda duyarlılık yaratma, yaşlılara yardımcı olma, ihtiyacı olanlara burs ve barınma olanağı sağlama, hayatının birkaç günü, birkaç saat kamuya ait işlerde çalışma, görmeyenlere kitap okuma, demokrasinin, adaletin, bilimin, eğitimin önemini pekiştirme konusunda gayret gösterme, doğayı koruma, yaşadığınız kente, örf, adet ve geleneklere sahip çıkma ve daha neler neler…
Her ne kadar bunlardan pek çoğu üzerimize vazife olmayan konular gibi gözükse de desteğiniz olmadan taşların yerli yerine oturması mümkün değil.
“Zamanım ve param yok, çevremde de böylesi bir ihtiyaç hissetmiyorum, ben ne yapabilirim ki” noktasına ne olur gelmeyin.
Sosyal sorumluluk konusunda, hepimizin, her konuda yapabileceği bir şeyler mutlaka var. Önemli olan sizin de yaparken keyif aldığınız, kendinizi iyi hissettiğiniz, vicdanen rahatladığınız projelerde yer almanız ve en önemlisi de bu konuda başkalarına rol model olmanız.
Emin olun ki atacağınız bu adım çevrenizdeki pek çok kişiye örnek olacaktır… Bu arada “Bari tatil günümüzde bizi rahat bırakın” diyenler mutlaka olacaktır. Haklılar da.
Bugün yeterince vaktiniz olmayabilir.
Elbette yapacak çok işiniz vardır ama ne olur bu konuya da biraz zaman ayırın ve ben bu yönde neler yapabilirim sorusuyla işe başlayın, gerisi zaten kendiliğinden gelecektir.
Bu konuda atacağınız her adım, hem kendinize hem de yaşadığınız topluma en değerli armağan olacaktır.
Dünyanın en güzel duygularından birinin de hiçbir karşılık beklemeksizin başkalarına yardım etmek ve çevrenizdeki güzelliklere değer katmak olduğunu asla unutmayın…
Atama takvimi
MEB, atama takvimi ve mülakat konusundaki suskunluğunu ısrarla koruyor. Keşke bu konuda daha şeffaf olsa ve gelinen son nokta konusunda düzenli açıklamalar yapsa.
Atama bekleyen öğretmenler ve ailelerinin gözü kulağı Ankara’da.
Olası bir atama döneminde herkese şans doğmayacağını onlar da biliyor ama önlerini görmek ve ona göre hareket etmek istiyorlar.
Bu o kadar zor mu?
Bütçe kesinleştiğine göre, 2024’te kaç atama dönemi olacak, kaç bin kadro açılacak, branşlara göre dağılım nasıl olacak, mülakat konusunda neler düşünüyor, bütün bunları paylaşması gerekir.
Sonuç ne olursa olsun hiçbiri sessizlikten daha yorucu, yıpratıcı ve sinir bozucu değil!..
Özetin özeti: Geren değil, rahatlatan olmak o kadar zor mu?..